28 Şubat 2010 Pazar

Yaşamın bir Parçasını Dondurmak


Bugünlerde hayatımın önemli bir parçasını dondurduğumu düşünüyorum. Sanki hayatım uzun bir çizgi ve bu çizginin belli bir aralığını silgi ile silmişim.

Cuma günü itibariyle izne ayrıldım ve bir süreliğine işe gitmeyeceğim.

Bu kadar farklı duygu bir arada yaşanır mı? Bir yanda işe gitmememe sebep olan minik durum nedeniyle yaşadığım heyecan var, diger yanda ise aslında bu olayın çok da bilincine varamadığım için iş ortamıma, arkadaşlarıma, oradaki hayatıma vereceğim molanın bende yarattığı şaşkınlık...
Böyle bir ara verme fırsatım olduğu için kendimi şanslı hissediyorum, aman bu süreci verimli geçireyim, biraz geleceğime, hedeflerime odaklanayım diyorum, sonra aklımdan hiç gitmeyen ve artacak olan sorumluluklarım, minik bebeğin heyecanı üzerimi sarıyor.

Ne hissedeceğimi şaşırıyorum.

Uzun zamandır izne çıkacağım günü bekliyor ve gün sayıyordum, cuma günü ise masamdan ayrılırken hiçbir duygu hissedemedim, sanki pazartesi sabahı yeniden orada olacağım, kubik arkadaşlarım gelmeden önce onlara "faili meçhul bir kıyak geçerek" kahve yapacağım ve sonra yeni haftaya başlayacağım gibi.

Ama biliyorum ki yarın sabah istediğim saatte uyanabilirim, istediğim her yere gidebilirim. Hep hayal edip çok az yapabildiğimiz bir şey olan "hafta içinde Boğaz'da bir kafede oturmanın" keyfine varabilirim.

Yapabileceğim öyle çok şey var ki, hiçbir şey yapmadan durabilirim bile.

Çok şaşırtıcı gerçekten, bu günlerde bir dönemeçteyim. Her şeyin güzel olacağını umduğum bir dönemeç....

1 yorum:

Dışavurum dedi ki...

Berrak bugün hava güzel , biz ofiste çalışırken , sen ve ufaklık Boğaz manzarasının tadını çıkarıyorsunuzdur umarım , segiler ...