2 Kasım 2010 Salı

Umudumu Kırma

Havalar erken aydınlanıyor, pastırma yazı gelmiş, sabahın köründe güneş parlamış.
Neşe içinde çıkıyorum evden bu sabah. Sanki işe değil de, geziye gidiyorum.
İçim pır pır, güneş arabaya giriyor, hava mis gibi.
Mutluluktan uçuyorum sabah sabah.
İşe gidiyorum, kahvemi alıyorum, yerime oturuyorum.
Tüm kata neşe günaydınları savuruyorum. Benim gülen yüzümü gören arkadaşlarım ayrıca motive oluyorlar, "oh ne güzel gülüyorsun, içimizi açtın" diyorlar.
Toplantıları girip çıkıyorum, bir sürü gereksiz insanla muhatap oluyorum ama olsun hava güzel, hava temiz, ben mutluyum ya.
Sonra o uğursuz mail geliyor. İçime bir yumru oturuyor, gitmiyor.
Hava güneşliymiş, pastırma yazı gelmiş, yarın evde olacakmışım hiç önemi kalmıyor.
Sadece sıkıntı, sadece huzursuzluk kalbimi kemiriyor.
Yıllar boyunca güven ilişkisi kurduğumu sanmama rağmen aslında kuramadığımı görmenin hayalkırıklığı mı, yoksa iş yaşamında sevdiğimi sandığım ama çıkarları çatışınca aniden pençelerini geçiren kişileri tanımanın verdiği üzüntü mü?
Hangisi olursa olsun farketmiyor artık benim için.
Çıkıyorum işten, sabahki neşemden eser yok, gözlerim dalgın, umudum kırık.
Kendimi toplamak, yeniden umutlanmak için, düşünmemek için bir kadeh beyaz şarap ısmarlıyorum kendime.
Bugün de böylece bitiyor.

7 yorum:

Aslısın dedi ki...

Geçmiş olsun, üzüldüm. İş yerinde bir kaç kez arkadaşım sandıklarımdan kazık yediğim halde hala öğrenemedim, öğrenemeyeceğim de.

CEPAYNASI dedi ki...

benim için tanıdık bir duygu...bu...

minimalist dedi ki...

inan tam da şu sıralar aynı duygular içindeyim; işyerimde değer verdiğim bir arkadaş verdiğim değeri kaldıramadı galiba :))) sinir oluyorum ama artık sinir olmayı da bırakacağım...böyle bu insanlar işte.

Bero dedi ki...

Aslı, iş hayatı çok saçma :)

Cep aynası, ne yazık ki tanıdık ...

Minimalist; kimseye tam olarak güvenmeyeceksin ama işte uygulaması pek mümkün olmuyor

francesca mckennitt dedi ki...

Biraz konuyla alakasız biraz da özel olarak ama, "bero" rumuzunun nereden geldiğini sorabilir miyim?

Bero dedi ki...

Hoşgeldin Francesca,Bero benim adımın kısaltılmış hali :)

Sokak Kedisi dedi ki...

İnsanların içlerindeki hırs ve öfkeyi görmek fena :(
Haklarında hissettiğiniz, paylaştığınız, yaşadığınız herşeye rağmen kırıcı olmaktan kaçınmamaları ise ayrı feci :(