7 Mayıs 2010 Cuma

Büyümek


Nasıl de iğreti duruyordu, o yüksek topuklu son moda ayakkabıların üzerinde.
Belli ki ilk kez böyle bir ayakkabısı olacaktı. Annesi ile gözgöze geldi ve ekledi "Anne, ben bunların üzerinde nasıl yürüyeceğim?"

14-15 yaşlarındaydı yani hayatının en tanımsız döneminde. Ne çocuktu, ne de genç kız.

Gözlerine baktım, öylesine masumdu ki.
Biliyorum ki çok güzel bir genç kız olacak. Topuklu ayakkabıların üzerinde upuzun bacakları ile yürümeye çalışıyor. Dişlerinde tel var evet, çok biçimsiz bir yüzü var, ama inanıyorum ki çok güzel olacak, umarım o pırıl pırıl saçlarını boyatmaz azıcık kendine güveni gelince.

Umarım o saçları hep öyle sağlıklı kalır.
Geçen gün bir ayakkabı mağazasında gördüğüm genç kızdan bahsediyorum.
Annesi ile 8.sınıf mezuniyet töreni için kıyafet-ayakkabı arayışı içine girmiş.
Aklıma kendi ortaokul mezuniyetim geldi.
Hani ne çocuk, ne büyük olduğunuz o anlamsız yıllar var ya.
Hemen açıp resimlerimize baktım. Hepimiz nasıl da çirkiniz, nasıl da biçimsisiz.
O yıllarda güzel olan çok az kişi tanıyorum. Henüz yüzlerimiz oturmamış. Büyümek istiyorum ama "Aaa ne kadar büyümüşsün, genç kız olmuşsun" dediklerinde utancımdan yerin dibine giriyorum. Makyaj yapmak istiyorum ama dikkat çeker diye utanıyorum, yapamıyorum.
Kaşlarım kalın görünüyor gözüme, aldırmak istiyorum ama çekiniyorum.
Tüm bunları düşünürken bir de bakıyorum ki yıllar geçmiş ve artık ne yapsam doğal karşılanıyor, artık büyümüşüm.

6 yorum:

NiLaY dedi ki...

ne kadar hızla büyüyoruz değil mi, bugün gördüğümüz gençlerde hala anılarımız tap taze :) sevgiler..

Aslısın dedi ki...

Ne güzel yazmışsın, o hallerim ve o kızın halleri canlandı gözümün önünde.

Bero dedi ki...

Nilay, evet ilk gençlik dönemlerini hiç unutamadan geçiyor zaman.

Aslı, teşekkürler. Ben de o zamanlarımı bayağı bir irdeledim son günlerde ve bu zamanlarımı tercih ettiğime karar verdim :)

Deniz Poyraz dedi ki...

berrak bu en güzel yazılarından biri olmuş bence, ne güzel anlatmışsın...çok sevdim....

Bero dedi ki...

Den, beğenmene gerçekten sevindim, teşekkürler.

Nesobaby dedi ki...

:) süper ya
ben de çok çirkindim galiba ama erkek arkadaşlarım da hep oldu . bir de o zamanlar yüzüme bakmayıp yıllar sonra beni görüp asılanlar :)) ben kaşlarımın ortasını almış sonra oraya bant yapıştırmıştım :) bir de anneme demiştimki " anne çarptım bant yapıştırdık çıkartırken de kaşlar bantla koptu gitti " hahahah :) bir de benim gözlüklerim vardı neyseki lens diye birşeyle tanıştım :)) aa bir de o zaman çok yakışıklı çocukların şimdi çirkinleştiğini görüp kendimin de güzelleştiğini düşünüp (o yıllara nazaran ) garip bir tatmin duygusu hissediyorum :))