24 Şubat 2011 Perşembe

Domino Etkisi

İçinde bulunduğum ortamda bir huzursuzluk varsa, ister istemez olayların dışında kalamıyorum ve kendimi ortamdan soyutlayamıyorum.

Benim doğrudan mutsuz olmama neden olacak bir şey olmasa bile, başka insanların mutsuzluğunu kendi mutsuzluğum ilan ediyorum. Sonra bir de bakıyorum ki en mutsuz kişi olmuşum.

Bundan 5 yıl önce, binbir umutla başladığım bir işim vardı. Tüm kariyerim boyunca orada çalışmayı hayal ederek başladım işe. Acayip içime sinmiş durumya yani, siz düşünün.

O dönemde proje ekibimiz vardı. 3 kız olarak bütün gün deli gibi çalışıyorduk, aralarda da müşterinin dedikodusunu yapıyorduk falan. 5.ayın sonunda, yaptığım işe bayılan, çalıştığım şirkete hayran bir insan olmuştum bile.

Sonra aniden ufak tatsızlıklar başladı. Projede stres arttı, diğer arkadaşlarım 1-2 kişiyle çatıştı, şirket onlara 1-2 haksızlık yaptı filan. Doğrudan benimle ilgili olmayan bu ufak sinekler, en çok benim midemi bulandırdı.
Artık aralarda yaptığımız dedikodulara, bir de şirketi çekiştirmek ve hafif hafif mutsuz olmak eklenmişti.

Günler geçtikte tadımız iyice kaçtı. Olayla ilgisi olmayan zavallı ben, kaosun başında yer almaya ve şirketten nefret etmeye başladım.

O kadar soğudum ki, 1 yılın sonunda işimi değiştirdim. Diğer 2 arkadaşımsa hala o şirkette :)
İş değiştirdim diye pişman olmadım ama aynı duruma bir kez daha düşmek istemem.

Genel olarak, boş konuşmaları, kaotik olayları, bombaları seven biri olduğum bu noktaya geldim, bunu biliyorum.
Ama şunu söyleyebilirim ki, aradan geçen 4 senenin sonunda daha akıllı davranabiliyorum.
Şimdiki işimde de bir çok arkadaşım demotive, iş değiştirenler var, ama bu kez "sakin ol"diyorum kendi kendime, "sakin ol,yavaş ol, bekle ve gör"
Tecrübe böyle bir şey sanırım.

3 yorum:

minimalist dedi ki...

çok doğru; sakinliği muhafaza edebildiğin ölçüde daha huzurlu oluyorsun; tecrübe kesinlikle...aman sakin ol:)))

Dışavurum dedi ki...

:)
Ben de ilk çalıştığım şirkete (muhtemelen seninle aynı şirket :)) 16 kişilik bir grupla ve eğitimlerle girdim. Bir arkadaşımız hepimizi demotive ediyordu ne kadar zor koşullarda çalıştığımıza ilşkin, o ggrubun rahatlıkla 10 kişisi artık o şirkette değil ama o demotive den arkadaşımız orda :)
Böyle de ilginç durumlar oluşabiliyor, gaza gelmemek gerek sanırım.

Bero dedi ki...

Sevgili minimalist, ne olmak lazım biliyorum genelde,ama nasıl olunuyor onu bilemiyorum :)

Sedoş; gaza gelmemek lazım,aslında bunu kendime telkin için söylüyorum, çünkü en gaza gelen kişi benim :)